Biriyle çıkman için;

22 Aralık 2008 Pazartesi

Masaüstü resmim değişti..

Evet bi kaç gün önce masaüstü resmimi gösterdiğim ve onunla ilgili bişiler yazdığım bi post yapmıştım. O gün bana tak etti ve Al pacino'ya bakmanın artık yeterli olduğunu düşündüm ve geçenlerde Sex and the City'yi izlediğimde gördüğüm bi yerin resmini koydum.

Filmde Carrie Mr.Big'le balayına gitmek için Mexico'yu seçmişti. Gerçi gidemediler ama Carrie arkadaşlarıyla gitti. Ve oraların nası da güzel olduğunu ve hiç de düşündüğüm gibi olmadığını fark ettim. İşte benim masaüstü resmim, Mexico =) Sanırım deniz, kum, güneş ve farklı bir kültürün tadını çıkarabileceğiniz en güsel yer Mexico ki ben zaten meksika yemeklerine ve meksikalıların tarzına bayılırım. Ewime çok yakın bir yerin açılışı wardı bi kaç ay önce we temaları meksikaydı o yüzden kaçırmamıştım ve gitmiştim. Çok hoştu.

Neyse lafı uzatmadan işte masaüstüm..

Kimlere Aşık Oluyoruz?

Msn'in sitesinde testler oluyo belki bilirsiniz. İlk defa bu testlerden birini yapıyım dedim. Bu haftanın testi "Kimlere aşık oluyorsunuz?" testiymiş. Hemen atladım tabi. Ve inanın hayatımda bu kadar doğru olan bir test daha görmedim. Şimdi çıkan sonucu buraya aynen kopyalıcam ve eğer daha önce yazdığım aşk-ilişki konularıyla ilgili yazıları okursanız, bu test sonucunun aynen benim yaşadıklarımı yazdığını da görmüş olursunuz. İşte sonuç:

Sanatçı Ruhlu

Sizin ruhunuzda sanatçılık var. Bir manzara seyretmektense bazen size gerçeküstü bir manzara resmine bakmak daha fazla keyif verir çünkü sanat çoğu zaman gerçekten daha kusursuzdur. Genellikle hayalinizde bir karakter yaratırsınız ve önce ona aşık olursunuz sonra da gerçek hayattan biriyle karşılaştığınızda hayalinizdekine ne kadar benzeyip benzemediğine bakarasınız. Bu yüzden çoğu kez olduğundan başka gözüken kişiler size çekici gelir çünkü bu türdeki kişiler sizin hayalinizdeki kişiyi azçok algılarlar ve kendilerini ona benzer bir karakter olarak gösterirler. "Tanıdığımı sanmıştım" lafı sizin genelde ilişkilerinizin bitiminde kullandığınız bir sözdür. Sizin gibi sanatçı ruhlu ve sevmeye açık birinin kalbini kazanmak her ne kadar kolay olsa da bunu sürekli kılabilecek kişi hayalinizdeki mükkemel sevgiliyi unutturup size gerçekliğin güzelliğini gösterebilecek kişidir. Bu kişiyi tanıdığınızda onu hatalarıyla sevmeyi öğreneceksiniz.


Gerçekten de ben her defasında "Tanıdığımı sanmıştım" derim ve ben gerçekten de önce bi karakter hayal ederim kendi kafamda ve karşımdakini de aynen ona benzetmeye çalışırım, o da bu hayalime benzemeye çalışır we aklısıra beni kandırır ama kısa bi süre kokusu çıkar tabi.

Aaaaah ah ne diyim ben bu aşk meşk ilişkilerine..
si
Eğer siz de bu testi weya diğer testleri yapmak isterseniz buyrun size o site:

http://testyourself.tr.msn.com/test/kimlere_asik_oluyorsunuz/Test.aspx

Bu arada diğer testleri yaparsam ve bu kadar doğru çıkarsa onları da ilerki zamanlarda buraya yazıcam.. Hadi size ii test yapmalar =)

20 Aralık 2008 Cumartesi

Bilgisayarın masaüstü

Gerçekten de masaüstü resmi bmn için çok önemlidir. Çünkü nerdeyse 24 saat bilgisayarımla berbaber yaşasığım için, onun bana güzel gözükmesi çok önemlidir hehe =) Lafı fazla uzatmıyım. Masaüstü'mü print screen yapıp buraya koyayım.

İşte benim EN BÜYÜK AŞKIM AL PACİNO. Ve tabiki de en sewdiğim filmlerden biri olan Scarface'teki bir görüntüsü. Her açışımda onu görüyorum ve hayallere dalıyorum. Malum benim mafya hayranlığım yüzünden zırt pırt mafya sewgili hayallerine dalıyorum zaten.

Her neyse. Bu blog aleminde yeni sayılırım ve de arkadaşlarımın blogları olmadığı için benim blogumu izleyen kimse yok. Eğer olsaydı kesin mim yollardım hemen =) Bu sebepten dolayı ancak kendim koyabiliyorum masaüstü resmimi, kimse koyduramıyorum =)

14 Aralık 2008 Pazar

Sex and The City Movie ve çıkardığım alakasız dersler =)






Bu bayram pek bi kültür yoğunluklu geçti. Film izledim kitap okudum. Hatta okuyacak bir kitap daha buldum ama bakalım zamanım olcak mı onu okumaya..

Her neyse tatilde izlediğim filmlerden biri de Sex and The City idi. Filmi beğendim. Moda ve aşk dolu bi film.

Çoğu kişinin de bildiği gibi filmde 4 ana karakter var. Bu karakterlerin özelliklerinden bahsetmicem. Sadece bi tanesinden bahsedicem. Samantha.

Samantha yanlış anlamadıysam aralarındaki en büyük kadın. filmin sonunda 50. yaş gününü kutluyorlar. Fakat 50 yaşında gibi görünmüyor tabiki de. Fıstık gibi bi kadın. Sarı saçlar, dar elbiseler, yüksek topuklar, we genç sewgili =) Evet bu kadının tutukusu genç erkekler. Filmde 5 yıldır beraber olduğu çok yakışıklı we baya genç bir sewgilisi war. Çok mutlular. Adam Samantha'yı deliler gibi sewiyor. Ama Samantha biraz "fazla" sex düşkünü olduğu için sewgilisini aldatmamak için ayrılıyor. Kadını takdir etmek lazım. Başkası olsa aldatır, zaten tek amacı da sex.

Şimdi ben niye bu kadını anlattım? Sebep şu:

Ben hep şu ana kadarki postlarımda neden aşık olamıorum neden doğru kişiyi bulamıorum gibi konular hakkında yazdım hep. Ama bu filmi izledikten sonra aslında birine bağlanıp senelrce onla çımak istemediğimi fark ettim (bu düşüncenin çok kısa bi süre sürceğini düşünüor da olsam hehe). Yani şu anda özgürüm. Herkesi tanıyabilmek gibi bi şansım war. Öbür türlü olsa ciddi bi ilişkisi olan her kadın gibi ben de kısıtlancam. Bırak yeni insanlar denemeyi, yeni we erkek cinsiyetinde SADECE NORMAL yakın bir arkadaş bile edinemicem. Ne de olsa türkiyedeyiz, 2 kat imkansızlaşıyor yani.

Bilmiyorum saçmalıyor muyum ama şu an böyle düşünüorum. Şu an özgürüm. Gerçi fazlasıyla yoğun olduğum için dışarı çıkıp hayatın tadını çıkaramıorum ama bitçek elbet. Yani nie kendimi kapatıyım ki insanlara, sırf ciddi bi ilişkim olsun diye. İleride nerede yaşıyacağım bile belli diil. Şimdiden bir ciddi ilişkim olursa we ileride şehir deiştirmek istersem buna engel olabilir bu ilişki we hiçbir zaman bu seçime düşmek istemem; ilişkim mi işim mi.. Bööle bi ikilem insanı öldürür.

Ben zaten bikaç yıl önce yeterince dolu dolu bi ilişki yaşadım. Sanırım bu yeterli. Artık bi süre başka şeylere öncelik wermeliyim. Zaten o ilişkim bittiğinden beri arkadaşlıklarıma çok öncelik werdim. Çünkü insan ciddi bi ilişkiye başlayınca biçok arkadaşını ihmal edebilio, tabi en yakınlar hariç. O yüzden ilişki bittiğinde arkadaşlıklara öncelik werdim we elimden geleni yaptım bu konuda. Şimdi sırada daha farklı şeyler war. İş, para, şehir..

Moda tutkum yüzünden iş diince tek hayalim fashionable elbiseler we ayakkabılar alabilcek kadar para kazanabilmek tabiki de =) Belki bu fikir kimisine çok "boş" we "aptalca" geliyor ama şunu bilin ki bunlerı sölerken, "işim ne olursa olsun" demek istemiyorum tabiki de. Ben bu konularda ciddi bi insanımdır ama kader diye de birşey war tabi. Sonuçta işimizi kendimiz seçemiyoruz, bizi seçenlerin arasından seçim yapabilioruz ancak. (Ki genelde biri bile bizi seçse atlamak zorunda kalıyoruz)

Sex and the City'den nerelere geldim =) Orda özellike carrie'nin kıyafetleri we ayakkabıları we çantaları mükemmel =) başka neyi kaldı zaten. Ama en çok ayakkabılar. Manolo Blahnik Adlı ayakkabı dehasını da tanımış oldum böylece. Ben ayakkabıda Patrizia Pepe hayranıyımdır. Ama Manolo'ya da hoşgeldin diorum =)


Sonuç olarak bir de filmde carrie'nin Mr.Big'ine değinmek istiyorum. Adam mükemmel. Yakışıklı ama ööle con con tiplerden diil. Ağır, olgun, hoş, knows how to talk with a woman =) eh böyle bi erkek war mıdır hala onu bilemicem (hele bide o yaşta) ama umutlar tükenmez tabi. Aşka olan inancım sıfırlanmış olsa da masallara hala inanıyorum. yani Masalsı bir şekilde hayatıma giren bir erkeğe aşık olabilirim. En azından inancım war. Ama hayat bu tabi, belki de alakasız damdan düşer gibi biri gircek hayatıma, ya da belki zaten hayatımda olan birine aşık olcam. Ama bu kişinin kim olcağını çok merak ediyorum.

Son olarak hayırlısı demekten başka bi şansım olmadığı için olacakları yaşayıp görcez ancak diyorum ve bu yazıyı burda bitiriyorum. Abartmışım zaten.

13 Aralık 2008 Cumartesi

Back to Ankara..


İşte bir bayram daha geçti gitti. Cumartesi günü Ankara'ya döndüm ama Ereğli'nin etkisindeydim daha. Tabi asıl etkisinde olduğum Ereğli diil de, ordaki eski arkadaşlarım. Canlarım benim çok özlüyorum onları.
Başta Juju tabiki de. Artık ona kanka dost kardeş gibi şeyler demek fln çok yetersiz we az kalıyo. O yüzden onla biz birbirimize "öte" diyoruz. Kankadan öte kardeşten öte hepsinden öte, uğruna ölünesi =)

Sonra ise orta okul arkadaşlarım tabiki de. Gerçi biri yoktu bu bayram, İstanbul'da kaldı, başka bi tanesi de İsatnbul'a taşındı temelli o yüzden diğerleriyle görüştük.
Tabi bunların yanında Juju'nun nişanlısını da bol bol tanıma imkanım oldu. Juju'mla hep mutlu olurlar umarım.
Her neyse konudan saptım yine =)

Diyodum ki cumartesi geldim Ankara'ya we tamamiyle Ereğli'nin etkisindeydim. Pazar günü de aynen böyle geçti. Pazartyesiye yani bugüne çok önemli bir sözlüm olmasına rağmen ben çalışmıyordum. Her neyse öyle ya da böyle bgn sabahın 8.30'unda başlayan derse gittim. sonra diğer ders fln derken, aralarda da sözlüye çalıştım. Sözlü öyle böyle geçti. Sıra laboratuvarda deney yapmaya geldi.



İşte bu sözlü+deney saat 3buçuktan akşam 8'e kadar sürünce ben bittim tabiki de ama bunun yanında daha önemli ola birşey war, o 2 gün boyunca üstümden atamadığım "tatil havasını" Bi anda atıwermişim gitmiş. Way bea dedim içimden, 5 saatlik bir deneyin derdime derman olacağı aklıma bile gelmezdi. Gerçi tatil hawasından çıkıp da ders mi çalışıorum? Tabiki de hayır =) Ama en azından bunalım olmuyorum.

Neyse bakalım bugünler de geççek kurtulcaz bu okuldan diye hayaller kuruyorum. O zaman al bütün şehirler senin olcak Goldiecik =)

5 Aralık 2008 Cuma

Bu şarkılar niye?


Annemler Şevval Sam'ın albümünü almışlar da, hemen atladım tabi. Canıım türk sanat müsikisi dinlemek istedi de :D Allah için güzel sölüo hatun,kendi de güzel. Bazı şarkılar çok güzel, onları dayanamadım yazdım işte..

Bu şarkıların hiçbiri aşık olduğumdan fln diil yani :D Aksine bırak aşık olmayı, kimseden hoşlandığım bile yok :D Zamanım yok zaten gönül işlerine :D

Söyleyemem derdimi

Söyleyemem kimseye derdimi, derman olmasın diye
İnleyen şu kalbimin sesini ağyar duymasın diye
Sakladım gözyaşımı vefasız o yaw görmesin diye

Şevval Sam

Benziyor şimdi benim ömrüm uzun ruyaya..

Güzel bir göz beni attı, bu derin sevdaya...
Ahh aaah bu derin sevdaya.

Benziyor şimdi benim ömrüm, uzun ruyaya
Benziyor şimdi benim ömrüm, uzun rüyaya

Yari karşımda görsem de, dalarım hülyaya aaahhh
Dalarım hülyaya..


Şevval Sam'dan..

Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime..